Türklerin müslümanlık ,Musevilik , Hristiyanlık ,vs inançlarını kabul etmesi , Latince , ibranice , Arapça ve farsça vs. sözcüklerle tanışması sonucunu doğurdu . ve Türk dili saf dil niteliğini yitirdi.Bir taraftan asimile olurken diğer taraftan aynı adı taşıyan farklı sözcükler ile kavramları ve dilleri birarada birbirinden ayırmaya yarayacak sezgisel (sezgisel=doğal=matematiksel) yöntemin kurallarını öğrenmeye başladı. Saflığını…
TÜRKÇENİN SAKLI GÜCÜ NEDİR?
AFYONKARAHİSARLILAŞTIRAMADIKLARIMIZDANMISINIZ ? da görüldüğü gibi doğurganlığıdır. “İngilizcede bu anlamı verebilmek için birkaç paragraf gerekir”. İşte cümlenin anlam oluşturucuları, böyle iç içe geçmiş bir “dil evreni” dir. Yukarıdaki bir kelimelik Türkçe cümlenin anlam çözümlemesini basit olarak şöyle yapabiliriz: 1. Bu cümlede Türkiye’nin kentlerinden biri olan Afyonkarahisar var. Yani cümlenin anlam tabanı birleşik sözcük şeklinde biçimlenen bir…
KASGARLI SÖZCÜKLER ÖLÜRMÜ
Evet Sözcükler kaybedilebilir yok olabilir hatta ölebilir. ve daha anlamlı kökleri daha derinlerde olan sözcükler türetilmezse , kaybedilen sözcükler çok fazla miktarda ise o dil yok olmaya mahkumdur.Kökleri Sümerler’e dayanan Türkçe günümüze kadar teknik üstünlüğünden dolayı yok edilememiştir. Ancak böyle giderse yok olması kaçınılmazdır. En üzücü olanı Türk kimliği ve kültürü günümüzde çarpıtılabilen tarih anlayışı…
ESKİ TÜRK HARFLERİ NEDEN YOK OLDU?
Değişim kaçınılmaz bir olgudur. Aynı şekilde dil de evrimleşir, gelişir, yok olur. Günümüzde gerek balbal denen mezar taşlarına, gerekse kullanılan o günkü eşyaların üzerine işlenen harflerimiz, kültürel olarak gelişmiş bir dilin varlığını ortaya koyar. Bizlere, Türk halkının bilgi düzeyi, kadim kültür ve tarihi konusunda çok değerli bilgiler sunar. Türkler ,asimile olmuşlar ve bugünkü Avrupa topluluklarının…
Türk Dili ve Sanat
Dil, müzik, resim ,heykel. İnsanları, şehirleri, ülkeleri bir araya getiren ve birbirlerini anlayabilmelerini sağlayan iletişim araçları. Biz bu evrensel dilleri kullanarak çevremizi daha güzel hale getiririz. Dilimizle söyler, yüreğimizle işitiriz. Müziğin içinde bulunan ritm ile tinsel dünyamızı, matematiksel vuruşları ile rasyonel bakış açımızı olgunlaştırırız. Şiirler söyler, duygularımızın çağlayan sular gibi taşmasını sağlarız. ,gözlerimizle anlatır, nefesimizle…
Türk Dilinin Gelişimi Sürecinde Türk Diline Kaşgarlı Mahmut ve Atatürk’ün Katkıları
Dil kimliğin potansiyeli,gizli gücüdür.Türk dilinin oluşumunda, çok sayıda ses ve cümle yapısı biçimlerinin olağanüstü sıralanması, eylem ve isim çekim sisteminin düzeni ,insan usunu dilde bulan muhteşem gücünün farkında olanlar için çok çarpıcıdır. Kaşgarlı Mahmut gibi seçgin bilgelerin oluşturduğu bir toplumun uzun süreli yaşanmışlığının bir tür dil eğilimi sonucudur. Düşünce yasaları ile doğanın bütün tartışılmaz gücünü…
DOĞU KAFASI – BATI KAFASI
DOĞU KAFASI Sistemsizlik, kuralsızlık ve düzensizlik demektir. Doğu kafası, ülkesinin kent manzaraları gibi simetri duygusundan yoksundur. Düşünce sistemi de düzensiz ve dağınıktır. Bu dağınıklardan yararlanarak kentleri beton yığını haline getirir, toprağın içinde yaşayan canlıları düşünmeden geçimini sürdürür. Geçerliliğini kabul ettikleri en basit önerilerin sebep ve sonuçlarını düşünmekten acizdir. Yanlış okuduğunu doğru sanar, anlamadığı dilde okumayı…
Günümüzde Türkler hangi anlayıştadır?
Aslına bakarsak Türkler, şarklı olmadığı gibi garplı da değildir. Bin yıla yakın sahip olduğu adalar denizine Ege Denizi, sahip olduğu Türk adalarına Yunan adası diyecek kadar hoşgörülü, Ortadoğu’da çöl bedevisi, Afrika’da çöl berberisi olamayacak kadar da batı kafalıdır. Türklerin bir çoğu doğu kafasındadır. Müslüman, hristiyan ve musevi … Türk olmayan kişilerde doğu kafasının etkisindedir. Çağdaşlaşmak…
KAŞGARLININ FELSEFESİ NEDİR?
Dil düşüncenin bir yansıması, düşünce ise bilimsel olarak incelemenin ,anlam kazandırmanın eylemidir.Düşüncenin, Felsefe yapılabilme haline gelebilmesi için, o konuda her şeyin en ince ayrıntısına kadar bilinmesi ,anlamlandırılması gerekir. Öyleyse Bir şeyin anlamı nedir? Kaç çeşit anlam vardır? İki tür anlam bulunmaktadır; bunlardan birincisi duyu algıları sonucunda “zihinde “ meydana gelen varlıklara ait izlerdir. İkincisi de…
TÜRKLER DEVLET TÖRESİNİ NEDEN ÇİĞNEDİ ?
Türkleri yönetenler ,Arap/Helen kültürünün saray yaşamının, dinsel ve kültürel misyonerlerinin etkisinde kaldı. Misyonerler,halkı dil/kültür açısından Araplaştırma ideolojisiyle ,yerel halka, dışarıdan empoze edilmesi görevini sürdürmekteydi. Halkla bağdaştırılamayacak bir şekilde halkın insani ve yönetimsel alışkanlıklarına karşıt ,ağdalı ve anlaşılmaz bir dil ile konuşan bu zümre, hurafeye inanan, bilimselliğe karşıt ve yönetimin böyle olması gerektiğini kanıtlamaya çalışan özel…